ÜlKüCÜ GeNçLiK
  KiZiL eLmA uLkUsU
 

Türk' ün göz koyup fethetmnek istediği yere ve onu gerçekleştirme idealine Kızıl Elma Ülküsü denir."

  Orta Asya' da çok eskiden yaşayan bir Türk kavmi, komşu bir düşman kavmin saldırısına uğrar. Düşmanlar, Türk kavmini çok perişan ederler.
Aradan bir zaman geçer, düşman saldırısından ve kıyımından kaçıp kurtulanlar bir yurtta toparlanıp, büyüyüp, gelişirler. Kendilerini idareye başlarlar.
Fakat düşman kavmin yaptıklarını da bir türlü unutamazlar. Düşman kavmin idarecisi ise ipekten bir otağ içinde yaşamakta ve otağın tepesinde altından bir top şeklinde Kızıl Elma bulunmaktaydı. Türkler o haliyle o Kızıl Elmalı altın top şeklindeki bu görünümü kafalarına işlediler. İpekli düşman başbuğunun çadırını ele geçirmeyi hedeflediler ve bunu bir ülkü şekline getirdiler.
Bir müddet sonra istediklerini gerçekleştirdiler ve yaptıkları saldırı sonucu düşmanlarını perişan ettiler. Başbuğlarının ipekli ve tepesinde altın top şeklindeki Kızıl Elmalı çadırını ele geçirdiler. Böylece ideal düşünce aksiyon safhasındaki başarı ve zaferle bitti.

     Bu ülkü gerçekleşince, iş başka ülkülere dönüştü. Birbirini takip eden fetih arzuları neticesinde Türkler göz koyup almak istediği yerleri bu idealleri vasıtasıyla gerçekleştirdiler. Onun için Kızıl Elma Ülküsü diye tanımlanan ve ifade edilen bu düşünceyi şöyle tanımlayacağız. "Türk' ün göz koyup fethetmek istediği yere ve onu gerçekleştirme idealine Kızıl Elma Ülküsü' denir."

     Tarihimizde bir çok Kızıl Elma Ülküleri belirlenir ve hemen hemen hepsi gerçekleşir. Anadolu Kızıl Elması, İstanbul Kızıl Elması, Budşn Kızıl Elması, Viyana Kızıl Elması (Bu gerçekleşmedi).
Yine tarihçilerimizin ortak görüşüne göre Anadolu' yu fetheden Türk atlılarının Marmara sahillerine ulaşması ve oradan Kadıköy ve Üsküdar sahillerine geçince, Ayasofya Mabedi' nin tepesindeki altın topa benzeyen elma şeklindeki görünümünden dolayı, burayı da almaya göz koyup, ya Ayasofya veya İstanbul Kızıl Elması şeklindeki bir görüş belirttikleri, verilen bilgiler arasındadır.

     Daha önceden anlattığımız üzere, ülkücülerin bir bakıma aldılar ile ifadesi olan Kızıl Elma Ülküsü ve geleneği bugün de aynı ruh ve şuurla devam etmeli, Türk illeri ve eski kaybettiğimiz yerlerin üzerinde hakimiyet tesisi için kullanılmalıdır. Bu hakimiyet kuvvetli olmak ve inanmak ile mümkündür.

    RahmetliNiyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ağabeyimizin "Malazgirt Destanı" isimli şiirinin şu kıtası ise asla unutulmamalıdır.

                              

 
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol